“Hadi canım, olur mu öyle şey?” dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak gelişen teknoloji ve rüzgârın muazzam gücüyle, devasa bir geminin bir uçurtmayla ilerlemesi mümkün.
Sözü fazla uzatmadan bir uçurtmanın bunu nasıl yapabildiğine daha yakından bakalım.
Rüzgâr uçurtmalarının, ağırlığı 165.000 tona varan devasa kargo gemilerini çekme noktasında harikulade bir başarısı vardır.
Rüzgâr uçurtmalarının, rüzgârların güçlü kuvvetinden ustalıkla yararlanması sayesinde, kargo gemileri için uygun maliyetli fakat çevreye zarar veren bir enerji kaynağı olan geleneksel sığınak yakıtı kullanımı aşamalı olarak azalır.
Fransa’da doğan 5.400 metrekarelik son uçurtma sistemi, milyon dolarlık kargo gemilerine monte edilmeye başlanır ve âdeta tüm ezberler bozulur.
Bu yöntemin en büyük özelliği, geleneksel kargo gemilerinin neden olduğu aşırı yakıt tüketimi ve kirlilik gibi uzun süredir devam eden sorunların çözüme kavuşmaya başlamasıdır.
Bu uçurtma sistemi, yakıt tüketimini %20 azaltarak zararlı emisyonları etkili bir şekilde durdurur.
Ayrıca gemi, uluslararası sulara girerken uçurtmayı devreye sokarak kusursuz bir biçimde çalışmaya başlar. Böylece uçurtma, gemiyi başarılı ve verimli şekilde ileri doğru çeker ve optimum rüzgâr irtifalarını kullanmış olur.
Rüzgâr uçurtmalarının potansiyeli yalnızca bununla da sınırlı değildir. Uçurtmaya bağlı tasarımıyla karakterize edilen havadan rüzgar enerjisi sistemi, rüzgâr türbinlerine benzer şekilde enerji üretimine yeni bir yaklaşım sunar.
Fakat bu sistem daha yüksek verimliliğe sahiptir ve daha az kaynak gerektirir. Uçurtmanın daha yükseklerde uçması, güç üretimini optimize eder ve böylece yalnızca daha temiz bir deniz yolculuğu değil aynı zamanda sürdürülebilir enerji üretiminin de yolu açılmış olur.
Özetle bu rüzgâr uçurtmalar, denizcilik endüstrisindeki yakıt tüketimini ve kirliliği büyük ölçüde azaltır ve daha temiz denizlere ve gökyüzüne katkıda bulunur.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
